9 Ocak 2011 Pazar

SİZİ ENGELLEYEN BİR ŞEYLER Mİ VAR?

BİR DE ONUNKİLERİ DİNLEYİN…

Soichiro Honda, 1938 yılında bir öğrenciydi. Bütün parasını küçük bir atölyeye yatırmıştı. İşe yarayacağına inandığı piston ringleri konusundaki fikirlerini, ufak bir ekiple uygulamaya koyulmuşlardı. Gecesini gündüzüne katıp atölyede çalışıyordu. Parasız kaldığı zamanlarda , karısının mücevherlerini rehin bırakıyordu ve hayalini kurduğu proje üzerinde çalışıyordu.


Projeyi tamamladı. Ekibiyle çok mutluydular çünkü bu projeyi TOYOTA firmasına sunacaklardı. Uzun ve yoğun bir çalışmanın ürünü olan piston ringlerinin TOYOTA tarafından kabul göreceğinden emindiler…

Projeyi sundular ve TOYOTA, böyle bir teknolojinin işe yaramayacağını düşündüğü için kabul etmedi ve Honda tekrar okuluna döndü. Okula döndüğünde herkes ona “ Biz bu işin olmayacağını zaten söylemiştik.” diyordu  ve onun fikirleriyle alay etmeye devam ediyorlardı. Ailesi de onun başaramayacağı konusundaki fikirlerini Honda’dan sakınmıyorlardı…

Honda için bu önemli değildi. Fikir üretmeye ve uygulamaya devam etti. Ne istediğini ve ne elde edeceğini biliyordu.

Sonunda TOYOTA, ona istediği ve hayalini kurduğu teklifi sunmuştu. O da kabul etti  ve böylece kendi fabrikalarını kuracaklardı. Fakat bir sorun çıkmıştı. Dönemin hükümeti fabrika kurmak için beton vermeyi kabul etmemişti. :Çünkü kapıda bekleyen bir savaş vardır…
Soichiro Honda için bu durum bir şikayet etme zamanı ya da pes etme sebebi değil, daha yaratıcı fikir üretme zamanı olmuştur. Sonrasında ekibiyle kendi betonlarını üretmişlerdir.

Honda, ekibiyle birlikte fabrikalarını kurdu ve üretime başladılar. Her şey yolunda gidiyordu fakat bu sırada ülkesinde büyük bir savaş vardır.Savaş sırasında, Honda’nın hayalini kurduğu ve hayalini gerçekleştirdiği fabrika 2 kere bombalandı.

Buradan sonra yazının “Sonra Honda hayaline küstü ve bir iş bulup geçimini sağladı…” diye devam edeceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

Honda bu durumu da fırsata çevirdi ve bombalardan ve bombaların etkisinde dağılan benzin tenekeleri, onun istediği piston ringleri ve tasarladığı modelleri yaratmada çok kullanışlı bir maddeye çevirdi… Honda yine başarmaya devam ediyordu.

Honda hayallerini bir bir gerçekleştirirken, ülkede büyük bir benzin kıtlığı yaşandı ve insanlar arabalara binmek yerine iş yerlerine ya da günlük gezilerine bisikletle ya da yürüyerek gitmeye başladılar. Honda bunun ne kadar zor olduğunu ve günlük hayattaki işleri yavaşlattığını biliyordu ve bunun için düşünmeye başladı.

            Aklına yaratıcı bir fikir daha geldi çünkü hayallerini gerçekleştirme yolunda devam ediyordu. Normal bir bisiklete, arabalardan çok daha az benzin yakan bir motor taktı. Böylece bisiklet motor gücüyle çalışıyor ve hızlı hareket etmeyi sağlıyordu. Aynı zamanda da yollarda hiç vakit kaybettirmiyordu. Honda’nın bu icadını gören herkes “ Bize de bundan yapar mısın?” diyordu. Honda artık talepleri karşılayamaz olmuştu. Çok fazla ilgi gösterilen bu aracı Honda ve ekibi tek başına yapması imkansızlaşmıştı. Honda, ülkedeki bisikletçilerle anlaşmayı planladı. Tam 18.000 bisikletçiye mektup yazdı. Bunlardan sadece 5000’i kabul etti ve Honda’nın icadı hızla yayılmaya başladı. Bu icadına , bu harika, hafif ve kullanışlı araca “Super Club” dedi.


            Ardından Honda’nın ünü tüm Japonya’ya daha sonra  da tüm dünyaya yayıldı. Kendisinin bu başarısını bir gecede elde ettiği sanıldı(!). Ona İmparatorluk Nişan’ı verildi.

            Honda’da bu harika teknolojilerini gelecek nesillere aktarıp, insanlığa hizmet etme hayalini kurdu  ve tabi ki onu da şuan gerçekleştirmekte…



            Honda’nın , ABD ve Japonya’daki fabrikalarında 100.000 kişi çalışmaktadır. Bir zamanlar Toyota’nın reddettiği Soichiro Honda’nın teknolojisinin tamamı günümüzde satılmaktadır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder