13 Ocak 2011 Perşembe

BİR İNSAN NELERİ DEĞİŞTİREBİLİR?

BİR ULUSUN KADERİNİ MESELA…


Mecidiye Tabyası’ndaydı. Etrafına baktı ve tüm silah arkadaşlarının yerlerde olduğunu gördü. Hepsi ya ölmüştü ya da yaralıydı. Durumu şaşkınlık içinde izliyordu. Yapması gereken şeyin ne olduğunu da bilmiyordu…

Tabyanın komutanı olan Hilmi Bey de şaşkınlık içerisindedir. Bütün askerleri yaralanmış ya da ölmüştür. Bu sırada patlamalar halen devam etmektedir. Hilmi bey tozdan ve dumandan nereye gittiğini nerde olduğunu bile bilemez. Sadece askerlerin çektiği acılardan gelen inlemeleri duyar. Fakat elinden bir şey gelmez…

Bu sırada Queen Elizabeth gemisi tabyanın olduğu bölgeye yaklaşmış hatta top atışına da başlamıştır. Türk birlikleri ne kadar karşılık verirlerse versinler dünyanın en büyük zırhına sahip olan bu gemiye işlememektedir. Başka bir şey yapılmalıdır. Yoksa bu şeytan boğazı yerle bir edecektir…

Seyit Onbaşı da durumun farkındadır. Bir şey yapmalıdır. Bu gemiyi durduracak, hatta batıracak bir şey…

Yerde bir top görür. Eğer o topu menzile yerleştirip atarsa gemiye büyük bir zarar vereceğini düşünür.
Seyit Onbaşı topu kucaklar. Topun ağırlığı tam 287 kilodur*.


Topu kaldırdığı gibi menzile yerleştirir.
Ve ateşler…
Top inanılmaz bir gürültüyle fırlar yerinden. Ve tam da Queen Elizabeth’in dümeninin içine düşer…
Gemi ortadan ikiye ayrılır. Zayıf noktasından vurulmuştur.
Seyit Onbaşı atışı yapar yapmaz tabyasına döner ve mücadelesine devam eder…

Milletinin, ülkesinin kaderini değiştiren bu güçlü adam bir ormancıdır. Onun bu inancı ve gücü sayesinde Queen Elizabeth boğazı geçememiştir.

Kahraman Seyit Onbaşı’nın tek başına yaptığı bu şey, bir milletin kaderini değiştirmiştir…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder